Derginin ilk makalesi başkent Ankara'nın en sembolik ögelerinden olan elçilik binalarının Laprade Holzmeister ve Egli gibi bilinen mimarlarının dışında; adına yalnızca dönemin gündelik basınında ve kent rehberi gibi ikincil kaynaklarda rastlanan İngiltere İran ve Belçika gibi bazı elçiliklerin müellifi olan Jacques Nissim Aggiman'ı müteahhit arkeolog koleksiyoner ve kültür adamı yönleriyle tanıtmakta olup başta mimarlık dünyası olmak üzere tüm araştırmacıların ilgisini uyandıracak.
Tarihinde yangın kuraklık ve sel gibi pekçok felaketi barındıran başkentin 11 Eylül 1957'de yaşadığı en büyük sel felaketini inceleyen ikinci makale ile evrenselleşmesi belirgin biçimde gecikmiş olan Atatürk Orman Çiftlği'nin somut ve somut olmayan değerlerine ve gelecek nesillere emanet edilmiş fikir mirasına odaklanan uzmanlıklar arası koruma senaryolarına altlık oluşturmayı hedefleyen diğer bir makale de ilgi ile okunacak türden araştırmalar.
Başkentin toplu taşım politikalarını dünyadan farklı 4 başkent ile karşılaştırmalı anlatan; kentleşme baskısı altında kimliğini yitirme ya da dönüşüme uğrama riski altında bulunan Evciler Mahallesi'ni peyzaj özellikleriyle inceleyen ve monografi yaklaşımını kullanarak Yenimahalle Belediyesi'nin sorun ve potansiyellerini ortaya koyan makaleler ise başkentin yönetimlerine ışık tutacak.
Cumhuriyet'in kuruluşu ile birlikte oluşturulan sosyalleşme mekânlarından Atatürk Orman Çiftliği Çubuk Barajı Gençlik Parkı'nın yanı sıra günümüzde artık olmayan ve hakkında pek fazla bilginin de bulunmadığı Cebeci Çayırı'nın; kuruluş amaçlarını ve akıbetlerini inceleyen kent anıları bölümündeki yazının ise özellikle bu mekânların elde kalanını kurtarabilmek için neler yapılabileceği yönünde getirdiği öneriler Ankara için oldukça önemli.