Büyük Marmara Depremi ve tsunaminin yıkıp kül ettiği bir şehir toptan özelleştirilip adına Hindi A. Ş. denilen bir devlet ve parçalanmış bir topluluk...
Dazlak kafalı fakirler direnişçi dervişler Mevlevîler Nakşîler Melâmîler Kalenderîler. Kızılderililer Zenciler bin kunduzlar aç köpekler Karakafalar Şems-i Tebrizî talebeleri arızalar kalbi kırıklar anarşistler sınıfsızlar yaralı ruhlar hüsranın evlâtları...
İndiragandi İstanbul'un geleceğindeki sosyo-kültürel yapıyı; din adalet özgürlük eşitlik gibi temel insanî meseleleri edebiyatımızda benzeri olmayan bir üslûpla işleyen mistik bir distopya.
"İstiklâl Caddesi'nde ayrıcalıklı sarışınlar plâtinler beyaz tenliler tırım tırım dolanırken dar sokakların başındaki robocoplar; kara kafalı esmer hırpanî ve doğuştan şüpheli olduklarına inanılan insanlara silâhlarını doğrultmuş ellerini duvara dayatmış arama yapıyor kimliklerini kontrol ediyorlar uygun olmayanları geri çeviriyorlardı. Pasaportların serbest geçiş belgelerini Hindi AŞ dağıtmaktaydı. Şirketin katılımcısı değilsen işin zordu. İstanbul'un her yerine öyle elini kolunu sallayarak giremiyordun. Hele bir de esmersen karakafaysan zaten 'Kafadan' kaybetmişler sınıfındaydın."