Mert ile Filiz üniversiteye başladıkları dönemde Haydarpaşa İstasyonu'ndan kalkan İzmit'e giden trende tanışırlar. Aralarında duygusal bir bağ oluşur. Arkadaşlıkları aşka dönüşür. Ve olaylar birbirini takip eder.
"Açık denizlerin soğuğunda kaybolmuş bir gemi gibi onca yıl hissizce gezindiğimi şimdi ise bir elin uzanmış beni kalbimden bir anda yakaladığını bana hayat verdiğini hissediyordum."
"Eski günleri özlüyordum. Biliyordum Filiz gelmeyecekti. Ama orada öyle boş da olsa beklemek bana güzel günleri hatırlatıyordu. Tren yavaş yavaş geldi. Bir hareketlilik oldu istasyonda anılar canlandı gözümde. Ve yoluna devam etti tren. Her şey yeniden soğuk ve yabancı geldi gözüme. Filiz'le tanışmadan önceki günlerimi bir daha geri gelmeyecekmiş tarihin tozlu raflarında kaybolmuş zannettiğim yalnız günlerimi hatırladım. Dünya ve ona bir türlü anlam veremeyen içinde hapsolmuş gibi gezinen yalnız ben."
"İçim sanki parçalara ayrılmış gibiydi bir araya getiremiyordum hiçbir şeyi. Tüm anılarımız gözümün önünden geçiyor ve hiçbirinden bugünü göremiyordum bir işaret bir iz taşımıyordu hiçbiri bugünden. Bugünün hiçbir anlamını bulamıyordum. Neden bana hiç haber vermemişti Filiz?"