"Seni geleceğim dediğin günde bekle dediğin yerde bekledim gelmedin. Ben o günün hayaliyle yıllarca bir gonca gibi büründüm sarındım sevdama. Rengimi kokumu sana sakladım ama gelip görmedin koklamadın. Beni bıraktığını anladığım o anda burkuldum soldum yaprak yaprak döküldüm öldüm."
"Sabah rüzgarı bana sözleştiğimiz yerde beklediğini söyledi. Aşkımızın engeli beni görünmeyen zincirlerle kampüsün tüm ağaçlarına bağlamıştı gelemedim. Buluşma sözü yeri zamanı ile daha ilk söylendiğinde kandırmacaydı. İkimize biçtiğim meslek de oyalanman içindi. Ben seni hep aldattım. 'Seni kardeşçe seviyorum' dedim. O da yalandı. Seni seninkinden büyük bir aşkla seviyorum. Ne var ki ben bu aşkla kahrolsam da seni kurtarmalıydım. Beni unutasın diye gelmedim."
Aşkın birinci şifresini çözer gibi olmuştu. Birincinin zorluğunda ikinci şifre belirdi. Çözümü için şifrecinin olması gerekirdi. Oysa o kaçmış gitmişti. Yıllarca ikinci şifrenin çözümünde uğraş vererek aradı şifreciyi. Tam bulma umudunu yitirmişti ki bir gün onu karşısında görüverdi.