Türkiye 1915 Olayları nedeniyle son zamanlarda içte ve dışta giderek artan bir saldırı kampanyası ile karşı karşıya kalmıştır. Dikkat edilecek olursa Ermeni Sorunu özellikle Türkiye kritik dönemlerden geçerken sahneye konulmaktadır. Bu duruma ilk örnek Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ordusunun Çanakkale için mücadele verdiği tarihte; Van Sason ve Bitlis gibi doğu illerinde ardı ardına Ermeni isyanlarının patlak vermesidir. İkinci kritik dönem Anadolu'da yeni bir millî devletin kuruluş mücadelesi verilirken İttihat ve Terakki önderlerine birbiri ardına suikast düzenlenmesidir. 1970'lerde ortaya çıkan Ermeni terörü ise Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası oluşan uluslararası baskı ortamında yoğunlaşmıştır. Aynı sorun şimdi de Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne gir(ebil)mek için çaba gösterdiği günlerde dozu giderek daha da artırılan bir konu olarak gündeme getirilmektedir. Buna paralel olarak şimdilik 29 farklı ülke parlamentolarında "Ermeni Soykırım Yasası" kabul edilir olmuştur. Hiç şüphesiz tüm bunlardan maksat Türk siyasetini kıskaca almak ve zorda bırakmaktır. Çünkü Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlayan Ortadoğu ve Kafkasya gibi önemli petrol yataklarının kesiştiği noktadaki stratejik konumu ile Türkiye diğer dünya ülkelerinin iştahını kabartmaktadır.
İşte bu kitapta farklılıklara saygı duyma ilkesinden hareketle ve karşıda öteki oluşturma gayesinden uzak olmak kaydıyla 1915 Ermeni Olaylarının literatür kısmı belli bir sistematikle ve de okuyucuyu sıkmadan oluşturulmaya çalışılmıştır. Aynı zamanda tehcir olarak adlandırılan aslında Sevk ve İskân Kanunu olarak tarihi vesikalarda yerini alan konuya dair akla gelebilecek tüm sorulara cevap bulunabileceği umulmaktadır.