Nerede biter bu gökyüzü? Güneşin henüz uğramadığı bu zaman dilimi bu bakire mavi bir daha olmamak üzere nasıl tükenir bir canlı için? Ölüm mü ölümle mi ölerek mi? Bu mudur Tanrının en sevdiği rengin sonu? Evet budur. Kolaya sığınan bir yazardır Tanrı ve dikkatli okumaya gerek yoktur.
Tükenmemişken maviler üzerindeki hakkım nedir beni ölümün dizleri dibine getiren bu sabah? O yokken gitmişken bir daha dönmeyeceğini söylemişken yok mudur gerçekten benim için hayat? Ben bitmiş miyimdir onun beni terk edişiyle? Onu elimden kaçırmamın bir ömür boyu âşığım olarak tutamamamın cezası soluksuzluk mudur? Bunca yeşil bunca mavi bunca deniz kadın türkü orospu kedi sonbahar pirzola muhabbet kuşu paşa mezesi ve türlü türlüsünün içinde yok mudur bana iyi gelecek bir nefes? Tanrı ondan başka yaşama sebebi düşmemiş midir bir köşeciğime dip not olarak? Bu kadar mı sığ ve renksizimdir Yaradan'ımın gözünde? Eğer öyleyse vaziyet hangimize yuh olsun? Bana mı? Bırakıp gidenime mi? Yoksa hikmetinden sual olunmayana mı?
Deniz ne kadar da masum. Belli ki tüm gece bir bebek gibi mışıl mışıl uyumuş bu taze. Mavisi diri ve henüz üzerinde sevişilmemiş bir çarşaf gibi pürüzsüz yüzü. Ben ölünce içinde acaba bir zerre olsun kaçacak mı keyfi? Kanım karışınca içine yitirecek mi saflığını şu bebeksi mavi?