Biraz bilmek ve biraz da anlamak lazım sanırım. Okumanın gerekleri üzerine düşündüğümüzde en zahmetsiz mesele ve en ucuz materyal olduğu şüphesiz. O hâlde bizlere düşen asıl görev okumak. Tabii ki duygulara düşüncelere ve isteklere göre değişen bir durum okumak. Ne okumalı deyince yelpaze geniş.
Köşe yazıları deyince gençliğimden bu yana gazete sayfalarının iç kesimlerinde bazen ruhları bunaltıcı bir esaret geliyor aklıma. Artık yelpaze de alternatif de gelişti. Kimi hangi köşe yazılarını okuyacağıma kendim karar veriyorum.
Bu kitap Sabahat Karagöz'ün şiir kitabından sonra ikinci kitabı. Onun köşe yazılarını okurken çoğu kez yaşanmışlıkların iz tuttuğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Yazdığı her köşe yazısına ruhunu duygularını yaşanmışlıklarını katması ise yazıyı kasavetten uzak akıcı ve okunabilir kılmakta. Hatta hatta birçok yazının içinde kendinizden de yaşanmışlıklar bulabilmeniz olası.
Yazarın bütün amacı okuyucuya biraz daha ne verebilirim ne anlatabilirim sorumluluğu taşımasıdır. Bilinmeli ki kitap yazmak kolay değil olaydır.
Adem Efiloğlu
Şair/Yazar/TV Programcısı