20.Yüzyılın başında insanlık bir şok yaşadı. Evreni Newton'un bulduğu yasalar değil rastlantı yönetiyordu. Dünyanın bilimsel yorumunda ortaya çıkan bu önemli farkla sadece kozmoloji değil klasik felsefenin çerçevesi de değişiyordu.
Rastlantının yönettiği bir evrende kurallar düzenler kanunlar fiziksel çerçeve onun üzerinde ortaya çıkan canlılık canlılığa bağlanan akıl nasıl ortaya çıkıyor? Kaos ve düzen arasındaki bu felsefi bağ nedir? Dahası rastlantısal ve özgür bir evrende insanın durumu nedir? İnsan gerçekten özgür müdür yoksa evrenin zorunlu bir uzantısı mıdır? Evrende kutsal var mıdır veya evren bir kutsalsız mümkün müdür?
Bu kitap rastlantının bilimsel mecradaki serüveninden yola çıkarak onu açıklayabilecek felsefi bir zemin inşa etmeye çalışıyor.