Hâmidî-zâde Celîlî Husrev ü Şîrîn hikâyesini daha önceleri Emir Husrev Câmî ve Nevâyî'nin yazdığını padişahın böyle bir eser aradığını bu zor işe Nizâmî gibi "Penc Genc" sahibi olmak için başladığını yirmi dört yaşında başladığı Husrev ü Şîrîn mesnevisini yirmi beş yaşında (H.918/M.1512) tamamladığını söyler.
Celîlî Nizâmî ve Şeyhî'nin Husrev ü Şîrîn'lerinin yalnız özünü almış ayrıntılarını atmıştır. Tasvirlerinin çoğundan vazgeçerek eserin özetini meydana getirmiştir. Bazı noktalarda Şeyhî'den ayrılmış buralarda Nizâmî'yi izlemiştir. Aynı hikâyenin ana motiflerini alan Celîlî kendisinden önce bu hikâyeyi yazan şairlerden farklı olmayan bir hikâye örgüsü içinde bir eser meydana getirmiştir. Onda Nizâmî ve Şeyhî'nin yanı sıra Ali Şîr Nevâyî'nin de etkisi görülür.
"Sâsâni hükümdarlarından Husrev-i Pervîz'in hayatına ve aşk maceralarına dayanan eserde Husrev ile Şîrîn'in arasında geçen aşk anlatılmaktadır. Usta bir mühendis olan Ferhâd Şîrîn'in diğer aşığı ve eserin üçüncü kahramanıdır. Böylece bu üç kişi ve iki aşk etrafında gelişen olaylar mesnevinin konusunu oluşturmuştur. Celîlî Nizamî'nin Husrev ü Şîrîn mesnevisini kendisine örnek almış; ancak bunu yaparken hikâyenin sadece özünü alarak ayrıntılardan ve uzun tasvirlerden vazgeçerek özetini meydana getirmiştir. Şair Husrev ü Şîrîn'lerin en güzeli olarak kabul edilen Şeyhî'nin Husrev ü Şîrîn'inden de etkilenmiş; onun eserini dil deyiş sanat bakımından kendisine örnek almıştır. Aslında aynı hikâyenin ana motiflerini ortaklaşa almış olan bu iki şair onu değişik amaçlarla işlediklerinden Türk edebiyatında birbirlerinden pek farklı olmayan eserler meydana getirmişlerdir."
Celîlî'nin Husrev ü Şîrîn'i XVI. yüzyılda hamse geleneğine uyularak yazılan ve karşılaştırmalara imkân veren önemli bir mesnevi olmasının yanı sıra roman tekniği dil ve anlatımı açısından da sağlam kuruluşlu güzel bir eserdir.