Annesinin yardımı ile merdivenlerden yavaş bir şekilde iniyordu. İlerde bu kadarını da yapamayacak diye korkuyordu. Tekerlekli sandalyeye oturdu. Tekerlekli sandalyeye bağımlı kalalı iki yıl oluyordu. İlkokul lise ve üniversiteyi ayakta kendi başına destek almadan yürüyerek geçirirken işlerin bu kadar kötüye gideceğini tahmin edemeyecek kadar mutluydu. Şimdi ise tekerlekli sandalyede oturuyordu. Tekerlekli sandalyeye bir türlü alışamamıştı. Dışarıda mecbur kullanıyordu. Dışarı çıktığında insanlar vebalı gibi bakıyorlardı ya da Haluk öyle hissediyordu. Eski arkadaşlarının çoğunu da insanlara karşı olumsuz bu bakış açısı yüzünden zamanla tek tek kaybediyordu. Hastalığının süreç içerisinde böyle ilerleyeceğini biliyordu. Fakat bu kadar hızlı şekilde ilerleyeceğini tahmin edemiyordu. Hastalık ve hastalığın ilerlemesiyle yaşadığı olaylar psikolojik olarak yıpratıyordu. Eski halinden eser kalmamıştı. Eskiden gülen espri yapan insanları eğlendiren Haluk gitmiş yerine başka bir Haluk gelmişti. İçine kapanık somurtkan evinden çıkmayan biri olmuştu. Yakın çevresi ile konuşmak bile artık zor geliyordu...