"Reis-i meşâyıh-ı Kafkas" Mevlânâ İsmail Sirâceddin Şirvânî (v. 1269/1853) Şirvanlıların ifadesiyle "Gül kokulu Mevlânâ" Şirvân Hanlığı'nın Kürdemir Köyü'nde dünyaya gözlerini açmış Anadolu'dan Basra'ya kadar ilim ve irfan elde etmek için yolculuklar yapmış Müceddîdî-Nakşîliğin önemli isimlerinden Hâlid-i Bağdâdî'den (v. 1242/1827) hilafet almış ve Hâlîdî-Nakşîliği Dağıstan'dan Karabağ'a kadar yaymış ve Kafkaslarda Şeyh Şâmil (1797-1871) harekâtının başlamasına yetiştirdiği halifeleriyle öncü olmuş ve de söz konusu velayetlerde ilim irfan mücâhede ve cihadın önderliğini yapmış Amasya'da medfun olan önemli sûfî-müelliflerden biridir. İsmail Şirvânî'nin zikredilen yönleri bilinmekle birlikte müellifliği bilinmemektedir. Hâlbuki İsmail Sirâceddin Şirvânî tasavvufun nazarî ve ameli meseleleri üzerine -bazıları tercüme ve telif olmakla birlikte- Arapça kırk iki risale kaleme almıştır.
İsmail Şirvânî'nin kaleme aldığı bu eserde tasavvufun temel konuları Müceddidî-Nakşiliğin bakış açısıyla özet bir şekilde ele alınmaktadır. Bu Risâleler tahkik ve Türkçeye tercüme edilmiş ayrıca müellifin hayatı icazeti halifeleri ve Risâleler'in kaynak ve muhtevası hakkında yapılan inceleme sunulmuştur. İnceleme kısmında Hâlid-i Bağdâdî'nin İsmail Şirvânî'ye verdiği icazetin müellif hattıyla olan nüshası Arapça dizgisi ve Türkçe tercümesi de yer almaktadır. Risâleler'in içerik ve üslûbu İmâm-ı Rabbânî'nin Mektûbât'ının özeti ve Müceddidî-Nakşîliğin nazarí ve amelî esaslarını havi ve Müceddidî-Nakşîlik için bir mi'yâr-ı tarikat hüviyetindedir.
Bu çalışma önemli bir yekûn arz eden Müceddidî-Nakşibendilik literatürüne ve bu tarikatın yayılmasında büyük emeği olan ve başta Mir Hamza Nigari el-Karabağî ve müridinin müridi olan Şeyh Şâmil olmakla birlikte yetiştirdiği halifeleriyle büyük İslâm coğrafyasına dinamizm getiren Baba Nimetullah Nahçıvânî (v. 920/1514) gibi Azerbaycan ve Türkiye coğrafyası arasında köprü olan sûfî-müellif İsmail Sirâceddin Şirvânî'nin tasavvufun nazarî ve amelî meseleler üzerine getirdiği yorumunun ve kendisi vasıtasıyla Dağıstan'dan Karabağ'a kadar uzanan Hâlidîliğin etkilerinin boyutlarının anlaşılmasına önemli bir katkı sağlayacaktır.