Anar "İyi Padişah" metaforuyla bütün dikta rejimlerinin göstermelik "sevimli ve şirin görünme" çabalarının acizliğini çaresizliğini ve nihayetinde bu zorba rejimlerin mağlup olacağını anlatır. Yazar bu hikâyesiyle zorba iktidarlardan medet uman ispiyoncu fırsatçıları da onların kullandığı yöntemlerle değil edebi metin aracılığıyla ifşa eder. 1970 yılında kaleme alınan bu hikâye Sovyet Devri'nin amansız yıllarını yansıtır. Sovyet sistemine karşı çok ciddi bir eleştiri yönelttir ve rejimi ironik bir dille yerden yere vurur. Bu elbette kılıca karşı kalemin zaferidir. O dönemin cani padişahlarının heykelleri yerine; bugün onların katlettikleri şair ve yazarların heykellerinin dikilmesini başka türlü nasıl izah edebiliriz?