Kemal Ahmed yüreklerimizde her zaman tavaf edeceğimiz bir ibret abidesi gibi yaşıyor.
Suad Derviş
Kafası
yüzde yüz uygun muydu kafama
bilmiyorum ama
o benim soyumdandı.
Etiyle kanıyla değil
belki de heyecanıyla değil
batırıp parmaklarını kanayan yarasına
beyninin ışığını sattığı için
bir ekmek parasına.
Fakat ve yazık ki o!
namludan kopan bir kurşun gibi haykırıp
karanlık acıların camını kırıp
güneşi dolu dizgin gözlerine dolduramadı!
Gün geldi ağrıdan ayakta duramadı.
Ve işte o zaman
çocuğunu boğan
aç bir ana gibi
bir çözülmez çemberin kıvranarak içinde
boğdu kendi elleri ile yüreğini
bir rakı kadehinde.
Tutunmak istedi kaçtılar
çalıştı kırbaçladılar;
Susadı kendi kanını içti o!
Parça parça insan kafası satılan
kaldırımlarında aç yatılan
bir caddeden
mukaddes bir ıstırap şarkısı gibi gelip
geçti o!..
Nâzım Hikmet