"Yusuf daha nice yıllar zindanda kaldı." (Yusuf 42)
Hz. Yusuf iftiralar nedeniyle hapiste yatan mahpusların piridir. Günümüzde Yusuf'un yüzüne çalınan karaların bir benzerini olağanüstü bir kurgu ve anlatımla dile getiren bu eserde aşkı için her şeye katlanan Araf ne yazık ki inanılması güç bir tuzağa düşürülecektir. Neden sonra Araf cennet ve cehennem arasındaki bu yerde adeta Hz. Yusuf sabrını takınarak Hümeyra'nın hayaliyle beslenecek ve Allah'tan sadece onu dileyecektir. Ve sonunda bu insan acaba kutsiyetle bağlandığı aşkı için bu can çekiştiren kışkırtma ve karışıklıktan; bambaşka farklı bir biçimde büsbütün biçim değiştirip yeni bir duruma göçecek mi; ya da apayrı özge mi özge bir duyuyla zindan kapısını aralayarak sevdiğiyle vuslatı yaşayacak mıdır?
***
Aşk ocağında pişmemiş bir yürek ne garib bir kâşânedir. Âşık-ı mehcur bir kalb bir katre demden kemâlen bî-nasiptir. Hayati Yolcu; nezih ve latif üslubuyla Yusuf'un kuyudaki mahkûmiyetini öz misal alarak aşkı uğruna iftiraya uğramış ve mahpuslarda çürümeye terk edilmiş bir âşığın maşuku için kendini feda edişini bu feda edişteki sabrı ve teslimiyeti özgün ve güçlü psikolojik tahliller eşliğinde okurlarına takdim ediyor.
Hz. Yakup (as)'ın oğlu Yusuf için ettiği duaya karşılık El-Muciyb ism-i şerifinin tecelli edişine eseri okurken derin bir esriklik hâlinde şahit olacaksınız:
"Allah'ım! Bir bekleyiş içinde olanlara beklediklerini nasip et..."
Selçuk Alkan