Ne kadar tanıdığını zannetsen de kimin ne yaşadığını hangi yolları yürüdüğünü nelerle mücadele ettiğini bilemezsin. Yüreğinde hangi acıları taşıyıp ruhunu hangi yaraların kuşattığını kaç kez düştüğünü inancını kaybettiğini umudunu yitirdiğini bilemezsin. Kaç kez isyan ettiğini hangi düşleri kurduğunu hangi sevdalara düştüğünü hangi ihanetlerde boğulduğunu neleri yitirdiğini kimleri kaybettiğini bilemezsin.
Bilmek için anlamak anlamak için görmek gerek. Bakmak için sadece göz yeter oysa görmek ve anlamak için akıl kalp ve göz bir araya gelmeli...
Gönül gözün kapalıysa istediğin kadar açık olsun beden gözün. Gördüklerin yarım gördüklerin eksik gördüklerin yetersiz.
Baktıklarının ne kadarını görüyorsun...
Kozadaki kelebeği dikendeki gülü hüzündeki neşeyi karanlığın içindeki aydınlığı gören ve avucunda hep bir gökkuşağı taşıyan yüreklere...
Her nefeste yüreğini yaşamına katabilenlere yüreğiyle dinlemesini yüreğiyle görmesini bilenlere...
Bakıp da görebilene...
Görüp de anlayabilene...