Kimler yoktur ki Maupassant'ın dünyasında: Köylüler askerler masalarında geviş getirip gırtlaklarına kadar kırtasiyeciliğe batmış bürokratlar genç burjuva bohemler hanımefendiler taşra eşrafı hali vakti yerinde ama gözlerini hırs bürümüş çiftçiler açgözlü küçük burjuvalar genelev sahipleri ve fahişeler denizciler rahibeler doktorlar... 19. yüzyılın ikinci yarısında Fransa'da yaşayan hemen herkes çürümeye yüz tutmuş bir toplum tablosunu tamamlar!
Anlaşılacağı gibi giderek değişen dünya düzeni karşısında Maupassant'ın karamsar daha doğrusu dehşet dolu bir bakışı vardır. Burjuva hayatına duyduğu tiksintiyle Romantizm varolanları olduğu gibi yansıtma isteğiyle Naturalizm ve genel bir eğilim olarak da Realizm karışmıştır hikâye ve romanlarına. Paranın ve maddi değerlerin peşinde koşan burjuva insanının ahlaki sorumluluklarından sıyrılıp "iki ayaklı bir hayvana" evrilmesinden duyduğu korkular kimi zaman Poe tarzında fantastik hikâyeler yazmasına yol açacaktır...
Pierre ve Jean Maupassant'ın en derinlikli eleştirel bakışını toplumun ücralarına kadar genişlettiği sarsıcı romanlarından biri...