Ebu Yakup ve Ebu'l Hasan İmam Hasan Askerî'nin şöyle dediğini aktarıyorlar:
"Ulu ve Yüce Allah'ın ana ve babalarınızı düşmanın şerrinden koruduğu hakkında haber gelince ve söylemiş olduğum sözlerin doğruluğu görülünce bu işin şükrünü eda etmek kastıyla sizlere "Muhammed Ehl-i Beyt'inin (s.a.a) ilminin olduğu tefsiri öğreteceğim ve Allah bu ilim vasıtasıyla sizin makamınızı yüceltecektir."
Ebu Yakup ve Ebu'l Hasan şöyle dediler:
"Çok sevinmiştik şöyle dedik: "Ey Allah'ın Elçisi'nin oğlu! Kur'an ilminin tamamını ve manasını da öğretecek misiniz?"
İmam şöyle buyurdu:
"Hayır tamamını öğretmeyeceğim; İmam Cafer-i Sadık'ın (a.s) talebelerinden bazılarına öğretmiş olduğu kadarını öğreteceğim."
Çok sevinmiştik şöyle dedik:
"Ey Allah'ın Elçisi'nin oğlu! Acaba Kur'an ilminin tamamını toplamış mısınız?"
İmam şöyle buyurdu:
"Bana çok geniş faziletler verilmiştir ve ben de birçok hayrı toplamış bir araya getirmişim ama bunlarla birlikte size öğreteceğim bu Kur'an ilmi çok küçük bir zerredir. Ulu ve Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
"De ki: Rabb'imin sözleri için deniz mürekkep olsa ve bir o kadar da ilave getirsek dahi Rabb'imin sözleri bitmeden önce deniz bitip tükenecektir."[1]
Yine şöyle buyurmuştur:
"Şayet yeryüzündeki ağaçlar kalem deniz de arkasından yedi deniz katılarak (mürekkep olsa) yine Allah'ın sözleri (yazmakla) bitip tükenmez. Şüphe yok ki Allah mutlak galip ve hikmet sahibidir."[2]
Bu Kur'an ilmi Kur'an'ın taşıdığı mana ve onda saklanmış olan mucize ve sırlardan elde edeceğiniz bütün her şey bilmeyenler ve anlamayanlar karşısında Allah tarafından size lütf- edilmiş faziletlerdir sizler o mana ve sırları öğrenmiş ve anlamışsınız."
[1] Kehf / 109
[2] Lokman / 27