Şu ya da bu şekilde herhangi bir dinle irtibatlandırılan bir şiddet eylemi bu kitabın çeşitli bölümlerinde tartışılacağı gibi yalnızca dinsel bağlamda bir arka plana dayanmamakta sosyal ekonomik ve siyasa boyutlar taşımaktadır. 11 Eylül hadisesi Batı dünyasında genelde bu menfur hadisein medini Batının ulaştığı insani ve üstün değerlere karşı bir savaş olduğu şeklinde yorumlandı. Kilise çevreleri (ve kimi kilise dışı çevreler) Batının dinsel geleneğini ifade eden Hıristiyanlığın sevgi barış ve hoşgörü temeline dayalı üstün değerleri temel alan bir inanç sistemi olduğunu buna karşın özellikle İslam'ın özünde ise şiddet ve anarşiin bulunduğunu ileri sürdüler. Hatta İtalya'da olduğu gibi bazı yüksek rütbeli kilise görevlileri Batının sahip olduğu insani üstün değerlerin korunması için Batı ülkesinde yaşayan Müslümanların sınır dışı edilmelerini ve onlardan boşalan işgücünün Doğu Avrupa ülkesinden getirecek Hıristiyanlarla doldurulmasını önerdiler.
Bu tartışmalarda temel varsayımlardan birisi şiddet ve anarşi üreten bir din olarak İslam'ın geçmişte ve günümüzde anarşist ve terörist karakterli insanlar yetiştirdiğiydi. Diğeri ise buna karşılık Hıristiyanlığın sevgi barış ve hoşgörü dini olarak günümüzde Batı uluslarının sahip olduğu şekilde üstün insani medeni değerler üreten bir gelenek olduğu varsayımıydı.