Her yer kıyametin arafesi gibiydi etrafta yankılanan ses israfilin sur sesine benziyordu. Hayatımda açtığım her kapı cehenneme açılıyordu. İçerideki gri karanlık kötü şeylerin habercisiydi. Hissettiğim korku gittikçe boğucu olmaya başlamıştı. Her şey beynimin içinde bir girdap gibi dönüyordu. Yarı açık olan kapıyı geriye doğru açtım ve o an bakışlarım bir anaforun içinde kayboldu. Karşımda çarmıha gerilmiş bir insan cesedi duruyordu. Bu korku sahnesinin karşısında iki üç adım geriledim ilk başta İsa peyganberin çarmıha gerilmiş resmi olduğunu zannettim ; fakat iyice bakınca bir kadının cesedi olduğu apacık ortadaydı. İki eli yana doğru açılmış ve avuç içlerine paslı kocaman iki çivi saplanmıştı. Kafa derisi yeni yüzülmüş gibi gri saçları arasında kırmızımsı bir renk gözüküyordu. Ağız kısmı yarıya kadar açıktı. Derisi bedeninden tamamen soyulmuş karanlığın derinliklerinden geriye kalan kemik yığını aşina hayaletler gibi dans ediyordu.