Aşkın ve İstanbul'un hâllerine dair...
Daha çok bir duygunun esrimenin havası...
Aşk'a yakınlaşma tinsel ve tensel olarak aşk...
İstanbul'un bir ânı bir sokak bir mahalle Boğaz'ın bir parçası...
Aslında o yerler geçmişteki hâlleriyle ama bugün varmış gibi...şiir gibi...
"İstanbul'u adımlıyorum kaç yıl kaç zaman bu kez bozulma kirlenme çirkin ve böylesine sözcükler iyice anlamını yitirmişse de yüreğimde çarpıntı çünkü aşk şehri İstanbul ne kadar hançerlense de benim ömrüm hayat bunu bana verdi ne şans ne rastlantı; bu sözcüklerin anlamları geniş tartışma alanı ya ucu bucağı yok adımlarım Kabataş Beşiktaş Boğaz'ın içlerine doğru dinmeyen iniltisi sevgilim aşkım ünlemeleri kulaklarımda dudaklarının yüreğime işleyen duygusu... arzunun dorukları..."