Bazen elimize aldığımız bir kitabın sayfalarını çevirirken gizemli bir dünyanın kapısından içeri süzüldüğümüzü sonradan fark ederiz. Ve o gizemli dünyanın dehlizlerinde yolculuk yaparken birden kendimizi iki tercih arasında muhayyer buluruz. Bedenimiz bir yerde sabit dururken ruhumuz başka âlemlere kanat çırpar gibi... Ve o gizemli âlemde öyle sıcak dostlar buluruz ki onlardan ayrılmak istemeyen ruhumuz tekrar bedenine dönmek istemez. Sonrasında hangi âlemin gerçekliğe daha yakın olduğunu çözemeyen akıl Mâvera'nın yaprakları arasında hakikatin perdelerini aralamaya başlar. Gözlerin gördüğü gerçek ile ruhun pervaz vurduğu âlem arasındaki çaresizliğine veryansın eder. Son sayfasına geldiğinde aslında bir kitabın değil yol gösterici bir rehberliğe istidadı olmayan aklın bîtap düştüğü Mâvera'nın perdelerini araladığını bilmeden... 2014'de okur ile buluşan ülkemizde yayımlanmış ilk "hikmet romanı" olan daha önce kullanılmamış sıra dışı roman teknikleri ile kaleme alınmış Derviş ile başarılı bir çıkış yapan Serdar Üstündağ'ın ikinci romanı Mâvera'da okurları yine sıra dışı ilkler bekliyor...