Deyimlerle atasözleri dilsel varsıllığımızın temel göstergelerinden başlıcalarıdır. Anlatımı güçlendirip dirileştirip derinleştirirler. Seçtiğimiz deyime göre söylediklerimiz kimi zaman taştan sert bazan da gülden çiçekten hoş; ince saygılı olmasını sağlar. Konuşmanın süsü incisi olan deyimler Türk toplulukları tarafından çok sık kullanılmaktadır. Bazıları vardır ki ayrı beldelere ülkelere yayılmışlar. Örneğin "kurumlu" anlamına gelen deyim Kırgızlarda "burnu yugarı" Türkiye'de "burnubüyük" Kıbrıstay'sa "burnu beş karış havada" biçiminde söylenmektedir. Yine şu sıralamayı yapabiliriz. "Elifini tayak diyip bilmiy" elifi görse mertek sanır" "elifi görse mertek zanneder". Kıbrıs'ta "İt ite emreder it de kuyruğuna" deyimini Kırgızlar "İt itke it kuyrukka" biçiminde kullanmaktadırlar. Ortak ya da benzer deyimler yanında her toplumun kendine özgü duyarlılıkları da vardır. Çevreyi algılamada insan ilişkilerinde dünya görüşlerinde bu duyarlılıklar dışa vurmaktadır. Duygusallıkların en çok billurlaştığı noktalar da kendilerini deyimlerde bulmaktadır. Bilindiği gibi duygusal varsıllığın beş elemanı vardır. Bunlarsa mutluluk öfke üzüntü iğrenme ve korkudur. Deyimler duygu ve düşünce yüklüdür. Bir toplumun kullandığı deyimlerin çözüm tümcelerini sıralamakla o toplumun duyarlılıklarını kesin olmasa bile bir dereceye kadar saptamış oluruz sanırım.