İnsanın asli yaratılışına ve kusursuz dürüst tefekkür kabiliyetine hitap eder. Karşı çıkanlara hakikatte bir mazeretinin bulunmadığı gerçeğini ve de bu gerçeği görmeleri anlamaları için hiçbir saptırıcı
sebeplerinin var olmadığını bildirir. İmana ancak kibir inat gurur ve gaflet gibi hastalıklı durumlar mâni olabilir.
İşte burada akıl devreye girer. Akıl kullanılırken haktan sapma meyli olmadan ve fitne aramadan kişisel arzu ve istekler üzerine sapık manalar vermek gibi hastalıklı konuma girmeden ayetlere bakmalıdır. Çünkü İslam dini için iyi niyet beslemeyen maksadı hakikate ulaşmak olmayan kimseler Kur'an'ın temelini temsil eden Allah sınırına ve hakikatine ulaşamayacaklardır. Dolayısıyla böyle bir
aklı kullanarak Allah'ın emirlerine karşı çıkan ilk şeytan olmuş ve Allah'ın rahmet kapısından ebediyen kovulmuştur.