Mary Karr "Her anı yazan bir hikâye anlatmak için yaşar ve bunu düşünmek bile beni umut sarhoşu etmekteydi." der.
Geçmişte yaşanan duygularla yaşanan andaki duyguların renklerinin kokularının tatlarının ve hazlarının çok farklı olduğu muhakkaktır. Ve onların sonradan edinilen hiçbir davranışın hiçbir mevki ve makamın etkisinde kalmamalarının silinmemelerinin nedeni de budur. Benim en çok hoşuma gidenleri ise ilk çocukluğumdaki anılarımdı. O zamanlarda büyüklerle ve ciddi insanlarla pek ilgimiz ve ilişkimiz yoktu. Daha çok köydeki sokaklara derelere kırlara ve bayırlara bağlıydık. Bize güneş böcekler sinekler dağlar taşlar ağaçlar sular otlar ve toz toprak arkadaşlık ederdi. Onların herbiri bizimle konuşur güler eğleşir
ve bizi kabımızdan taşıracak derecede mutlu ederlerdi. Henüz pek insandan sayılmadığımız için bize bir iş bir güç hatta zamanında eve gelme sorumluluğu dahi yüklenmezdi. Yani bir nevi "döküntüde" yaşıyorduk!...
Bu çalışmada çıkışı Varto'dan başlattım. Ama aslında ben hayata bizim köyden yani Taşçı Köyü'nden başlamıştım. Fakat köyde herhalde bilinçleninceye kadar çevremdeki her şeyle beraber ve iç içe büyüdüğüm için nesneleri ve olayları kendimden ayırarak veya karşıma alarak anlatamadım. Her şey bulanık ve
yaşantımla bir karışıklık bir iç içelik içindeydi. O nedenle de hayatımda ondan sonra gelen ve bende daha çok "ilk"lik ve "yeni"lik duygusu yaratan Varto'yu seçtim.