Hikâyelerimizin kahramanları bizlerdik. Şimdi sağ olanlar ve bir zamanlar sağ olanlar...
Hikâye kahramanları...
Farz edelim Simurg.
Simurg özgürlüğe neden uçamadığını sorgularken en önce tek kanatlı olduğunu fark etti lakin artık çok geçti...
En derin uykularda uyanık kalmaya dair düşler gördüklerini anlamamışlardı.
Derin bir kuyudaydılar.
Kendilerini satın almaya talipli tüccar da henüz geçmemişti bu çölden...
Evet kendi kuyularında birer Yusuf olup okudukça okudular... Her birinin hikâyeleri böyle ortaya çıktı... Bu kitapta yazılanlar ve ilerde yazılacak olanlar...
Ne demiştik kahramanlarımız için? Okudular okudular...
Okumalardan uzun etkili bir zehrin hikâye kahramanlarının damarlarında dolaşma ihtimaline sevinenler plan yaparken Allah plan yapanların en hayırlısıydı...
Zaman nasıl da geçmiş! Gidenler oldu kaybolanlar oldu...
Kaybedenler kimlerdi? Kendilerine çok paha biçenler! Tüccarla yaman pazarlıkçılar!
Bir de eksik kanatları yerine koymadaki zorlukla beraber kolaylığı beklemeyenler kaybetmişti sınavı.
Velhasıl acı bir dönem yaşandı: Fetret
Belli ki geçecek.
Uykudan kesin uyanılacak!
"Bizi bu kuyuya kim attı?" sorusu bugün gerçekçi değil hatta zaman kaybettirici...
Bir dönemimize dair yaşanmış hikâyeler dokuz ayrı konu başlığıyla sunuldu. Seksenli- doksanlı yıllarımıza şahit hafıza kaybolmasın ki hadım edici radikalizm tamamen unutulmasın...
Bu eser kendi gözyaşlarından dirilecek olanların zihinlerinde ders alınacak küçücük bir iz bırakırsa maksat hasıl olmuş demektir.