"Gücünüz nispetinde onlar için kuvvet hazırlayın" ayet-i kerimesinin bugünkü tefsiri bin sene evvelki tefsir ile aynı olamaz. O asrın icabı başka bu asrın ihtiyaçları yine başkadır. Şimdi herhangi bir devletin ticareti serveti yolunda ise dünyanın hakimi o devlet sayılıyor. Devlet-i İslamiyye'yi müslüman olmayan müslümanların helakı için çalışan devletlere hizmetçi ve mahkum etmek akıl karı mıdır? Sonra Hazret-i Şari'a ne cevap veririz nasıl kabul edilebilir bu özür ile itizar ederiz?! Ah sünnet! Ah sünnet!! Lütfedilsin hadis kitapları karıştırılsın. Bütün müslümanları topyekün selamete ulaştıracak bütün dünya halkını yüceltip kemale erdirecek sünnet-i seniyyenin haddi hesabı olmadığı görülür. Acaba bunlar niçin cidden iltizam olunmuyor ve o kadar sünneti ve belki farzları terk edenler ne sebeple tekdir edilmiyor. Şurasını bilmeliyiz ki bizim Avrupa ile olacak mu'amelemiz ateşe karşı takınacağımız tavrın aynısı olmalıdır. Hararetinden nurundan istifade ederek kendi işlerimizi kendimiz görmeliyiz. Asla içine girmemeliyiz girer isek yanarız mahvoluruz. Kazanalım derken büsbütün kaybederiz. Biz yalnız akli ve güzel olan ilimlerini sanayiini ticaretini taklid edelim. Kuvvet istihsaline çalışalım cehaletimiz sebebiyle frenkleri takliden tekrim eder iken bizim sıcak kalpli i'tikadı sağlam müslümanlarımızı dinin farzlarını ifa ettiklerinden dolayı istiskal ederek incitmeyelim. (Mehmed Arif Bey)