Elinizdeki eseri 1996 yılından beri çok farklı örgütlerde yaptığım idarecilik görevleri politik olsun veya olmasın yer aldığım birçok proje ile gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında gerçekleştirdiğim bilimsel araştırmalar kapsamında edindiğim bilgi ve deneyimi ilgililerine aktarmak üzere kaleme aldım.
Deneyimlerimde olumsuz olarak dikkatimi en çok çeken husus; önemli mesuliyetler üstlenmesi beklenen lider namzetlerinin büyük çoğunluğunun lider meşruiyeti kazandıklarını düşündükleri geniş yığınlardan destek aldıklarını hissettikleri en erken zamanda gerçek bir lider "olgunluğuna" erişmek için ihtiyaç duyulan çaba ve zamanı sarf etmekten kaçınmaları olmuştur. Bu kaçınmalar münasebetiyle ilgililerin gerçek bir lider olarak farklılaşamadıkları ve burada lidersi olarak ilk defa kavramlaştırdığım bir başka kimliğe büründüklerini de ifade etmeliyim. Doğrusu liderlik konusunda genelde sorulmayan "Nasıl gerçek bir lider olunmaz?" sorusuna esasen yanıt üretmek gerektiğine de böylece kanaat getirmiş oldum. Dikkat edilirse burada Batılı -ve özellikle de Amerikalı yazarların sıklıkla en çok satan (bestseller) listelerine soktukları birçok kitabın çıkış sorusu olan "Nasıl gerçek bir lider olunur?" sorusu veya benzerlerini sormaktan özellikle kaçındığım anlaşılacaktır. Çünkü deneyimlerim ve okuduklarım gösterdi ki bir şeyin nasıl yapıl(a)mayacağını göstermek belki de çokları için daha fazla dikkat çekici ve bu haliyle de daha fazla başarı sağlayıcı olabilmektedir. Elinizdeki eseri temellendiren ana soruyu bu
şekilde kurgularken aslında arka planda "kimin neyi neden" yaptığını da elbette çok açık bir şekilde teşhis tahlil tahkik ve tespit etme olanağı bulduğumu ve metinde işlediğimi ifade etmeliyim. Böylece mümkün oldukça nesnel ve bütün gerçekliği olanca çıplaklığıyla ortaya çıkaracak şekilde gözlemlerimi ve bunlara dayalı olarak şekillendirdiğim düşüncelerimi okuyucunun değerlendirmesine sunmayı tercih etmiş oldum. Aslında bu eserdeki bütün mesele belki de şundan ibarettir: "Gerçekliğe ayna tutmak..." Diliyorum ki gerçek liderlerle çok kere karşılaşamama veya -tersiyle- giderek daha fazla olarak lidersilerle karşılaşma durumunda kaldığımız ve az veya çok bunların yapıp ettiklerinin olumsuzluklarına maruz kaldığımız bir dünyada daha fazla insana liderlik adına "ne yapma(ma)ları gerektiği" konusunda bir fikir farklı bir bakış değerlendirme fırsatı da böylece verebilmiş olabilirim. Bu eserin hakiki amacı temel odak noktası doğrusu tam olarak budur.
Kitaptaki Konuların Ana Başlıkları:
Er meydanına çıkmadan lider olunmaz
Makam sözde olmalı koltukta değil
Palavranın artık alıcısı kalmadı
Paylaşacak çok şey var
Özgün lider yaratıcı çözüm
Çok sesli liderliğin rol modelleri: Orkestra şefleri
Kuvveti birlik birliği lider yaratmalı
Korkaklar tavuk olarak anılır lider olarak değil
Hayaller nere gerçekler nere
Liderlik mi? Kesinlikle bir efsaneye ihtiyaç var
"Tanrı kut verdiği için..."
Liderlikte sondan bir önceki tuzak: Yangında İlk Kurtarılacak Kompleksi
Liderlikte son tuzak: Melekût Kompleksi
Bir tedarikçi olarak lider
Vefa da liderde güzel
Mes'ul müdür mes'ul lider?
Bugünün liderleri: Sosyal entelektüeller
Bunca kişinin ortasında bir de danışman tutmak mı? Ne gerek var?
Lider=İlişki İlişki=Lider
Lider dengelerin insanı mı olmalı?
Ah sen yok musun sen! Strateji
Hakkaniyet adaletin temeliyse adalet liderin nişanıdır
Liderle değer lidere değer
Ağızlar kapalı tutulduğunda ağzın tadı da kaçmaz
Liderlikte omurga: İlkeler
Mağarasından çıkmayan lider olamaz
Liderlikte "boynuz kulağı geçmeli" prensibi