"Bir imge bir karakter ya da bir anı belki de bir hissediş... Ne yazdırırsa yazdırsın öyküyü... Öykü 'anlatmak' ile 'yazmak' arasındaki tanımlanamaz çizgidedir. Sözcüklerle yaratılan dünyalar herkesi tatmin etmeye yeter mi bilmem ama; gerçek kişileri kurmaca kahramanlara dönüştüren yazarlara yakın gördüm kendimi hep. İstedim ki öncelikle 'keyif versin okuyana öykü... Onu gülümsetsin o 'aralık' en yakın arkaşından daha yakın olsun..."
Kemal Selçuk "Ağaç Adamlar" adlı ilk öykü kitabında; kasaba ortamındaki insanların yaşam kesitlerini kurmaca dünyalara taşıyor. Düş ile gerçeğin iç içe geçtiği öyküler bunlar. Yazarın belleğinde iz bırakan kişiler dünyalar bu öykülerde tekrar hayat buluyor. Selçuk bunu yaparken 'inandırıcılığı' ve 'anlatımdaki' özeni sonuna kadar korumasını da biliyor.