Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyeti Dönemi'ne devredilen iktisadi yapının temel özelliği küçük üreticiliğin ağır bastığı tarıma dayalı bir yapıydı. Osmanlı Devleti Dönemi'nde uygulamaya konulan ve Cumhuriyet Dönemi'ne intikal eden üretim ve pazar sistemi çerçevesinde Erzincan'ın iktisadi yapısı da şekillenmiştir. Şehrin iktisadi yapısının şekillenmesinde nüfus iklim doğal afetler ulaşım pazarlama gibi unsurlar belirleyici bir rol oynamıştır. Özellikle tarih boyunca pek çok doğal afetlere savaşlara muhacirlik hareketlerine salgın hastalıklara ve yokluklara maruz kalan Erzincan'ın iktisadi hayatının olumsuz yönde etkilenmesi kaçınılmaz olmuştur. Buna karşın Erzincan her dönem ulaşım yollarının kesiştiği kavşakta yer almış ve bu sayede önemli bir ticaret merkezi olmuştur.
Savaştan yeni çıkmış ve Lozan Anlaşması ile bağımsızlığını uluslararası devletler hukukunda kabul ettirmiş olan yeni Türkiye Devleti II. Dünya Savaşı'na kadar gerek içerde ve gerekse dışarda birçok önemli siyasi iktisadi ve sosyal meselelerle uğraşmak zorunda kalmıştır. Bu dönemde meseleler sistematikten uzak bir şekilde önem sırasına göre çözülmeye çalışılmıştır. Ülke genelinde başlatılan kalkınma politikaları çerçevesinde; tarım orman asayiş ulaştırma maliye ve vergi bankacılık sigortacılık ve borsa ticaret sanayi ve gümrük madenlerin işletilmesi kooperatif gibi pek çok alanda kanun çıkarılarak uygulamaya konulmuştur. Türkiye'nin iktisadi hayatını derinden sarsan gelişmeler esnasında 1939'da II. Dünya Savaşı patlak vermiştir. Türkiye her ne kadar fiili olarak savaşa girmemiş olsa da ülke ekonomisi artan askeri harcamaların yüküyle ezilmeye ve gerilemeye devam etmiştir. Savaşın başlamasından yaklaşık üç ay sonra insanlık tarihinin en büyük felaketlerinden biri olarak kabul edilen 1939 depremi meydana gelmiştir.
II. Dünya Savaşı ve 1939 depremi Erzincan'ın iktisadi yapısını derinden etkilemiş ve Erzincan'daki iktisadi hayat uzun bir süre savaşın ve depremin gölgesinde kalmıştır. Şehrin iktisadi dinamiklerini canlandıracak olan iplik fabrikası şeker fabrikası hidroelektrik santrali gibi pek çok önemli proje depremden ötürü ertelenmek zorunda kalmıştır. Depremden sonra Erzincan'daki ticarethaneler muvakkat şehir ve yeni şehir alanındaki barakalarda faaliyetlerini kısıtlı olarak devam ettirmişlerdir. Deprem sonrası inşaat sektörü şehirde kısmi bir canlılığa sebep olmuşsa da; bu dönemde işsizlik oranı artmış ve piyasalarda hissedilir derecede durgunluk yaşanmıştır. Tarım ve hayvancılık sektörü de olumsuz olarak etkilenen diğer bir alan olmuştur. Bu gelişmeler eşliğinde uzun bir dönem Erzincan'ın iktisadi hayatında yapılanma ve toparlanma mümkün olamamıştır.