SUYUN ÖTE YAKASI- Ah Osmanlı ne ettin de Yunan'a bıraktın bizi? Meriç'in iki yakası birbirine kardeştir. Türkiye de okunan ezanla burada namaza dururuz. Kâbe'miz bir dinimiz bir dilimiz bir...
Doğru dersin be kızanım. Buradan bakınca suyun ha öte yakası ha beri yakası...
BOSNA'DA BARIŞ- Savaş Bosna'yı hallaç pamuğu gibi atıyordu. İzine gittiklerinde Miryam Yusuf'un babasının ve üç ağabeyinin savaşta öldüğünü duydu. Korkuyla sordu. -Ya Yusuf? O yaşıyor mu? Herhalde dağlardadır gönüllü savaşa katıldı. Yaşasa da senin için fark etmez. Artık dostluk komşuluk bitti. Biz onlarla düşmanız!
KİRACI- Gestapolar tavan arasındaki hizmetçilerimize önce tecavüz edip sonra öldürürler. Ben korktum hep sustum. Üç çocuk doğurdum ailemin katilinden. Ona karılık ettim.
-Kızlarınız biliyor mu?
-Hayır onlar asla bilmeyecekler!
ONU MELEKLER ALMIŞ- Alman polis ellerindeki kelepçeyi çözmeden hava alanındaki Türk polislere teslim etti. Türk polisler tarafından elleri çözülünce ceza evinden son temin ettiği Marlboro sigarayı onlara ikram etti. -Kalsın yolda içersin. -Boş verin Samsun içeceğim. Özledim Türk Tütününü. 5 ZENCİ NOEL BABA-Beyaz Tüy hayallere daldı. Afrika'nın ortasında Hristiyan olarak yetiştirilmişlerdi. Ama o güzel kırmızı Noel baba elbisesini hep beyaz Alman rahipler giymişti. Melekler de beyazdı. Onlar da Avrupalıydı herhalde. Ya Tanrı? Onun rengi neydi?