"Çanakkale Dirilişi"; Î'lâ-yı Kelîmetullah aşkıyla "dîn ü devlet mülk ü millet" için her çeşit zorluğa yokluğa yoksulluğa katlanan ve her türlü imkânsızlığa rağmen îmanın en büyük imkân olduğunu yedi düvele gösteren azîz Türk Milleti'nin "Cündullah" sıfatına lâyık olduğunu bir kere daha bütün cihana ispatlamasıdır.
"Çanakkale Dirilişi"; yıllar yılı bize aktarılan hep aynı bakış açısının tekrarı olan ve fiilî gerçekleri muhayyel bir biçimde anlatan eserler kategorisinden bir tarih güzellemesi değildir. Zâten bu satırların müellifi de tarihçi değil; medeniyet tasavvuruna millî hâfızaya ilmî bakış açısına ve edebî hassâsiyete sâhip olma yolunda gayret sarfeden "din dil ve tarih" perspektifinden hayâta ve olaylara bakmaya çalışan bir yazardır.
Kaynaklardan ve dipnotlardan da anlaşılacağı üzere bu kitap uzun bir çalışmanın mahsulü olarak Çanakkale üzerine yazılmış pek çok yerli ve yabancı eserden istifâde ederek hazırlanmıştır. Bu eserde askerî harp tarihlerinden ve "Gallipoli" savaşına katılmış Îtilaf devletleri askerlerinin hâtıralarından da alıntılar yapılmıştır. Bütün bunlar yapılırken; objektif olabilmek ve tarihî gerçeklerden uzaklaşmamak için çok büyük bir îtîna gösterilmiş ve hiçbir târihî şahsiyete haksızlık yapmamak için azâmî gayret sarf edilmiştir. Zîrâ hakîkatin hikâyesi olan târihî hâdiseleri; belli bir düşünceyi inşâ etmek ve 'her şeyi bir şeyin ibrâsına vesîle kılmak' gibi kurgulanmış bir pencereden görmek ve göstermeye çalışmak; hakîkati gölgelemek ya da gerçeklerden uzaklaşmakla eş anlamlıdır. Yaptığımız bu çalışmada böyle bir yanlışın içine düşmemeye özellikle îtinâ edilmiştir. Bu kitapta; akıllara durgunluk veren Çanakkale'deki bu büyük direniş destânına ve diriliş rûhuna sağ duyulu bir yaklaşımla tarih ve mânâ penceresinden bakılmıştır.