Umut babasıyla gittiği cep telefonu satan bir dükkanda başlayıp İstanbul Oyuncak Müzesi'nde biten yolculuğunda hiç bilmediği bir çok şeyle karşılaştı. Çocuk işçilerle tanıştı. Çalıştığı için okula gidemeyen çocuklar olduğunu öğrendi. Mutlu olabilmek için büyük şeylere ihtiyacı olmadığını zaten çok güzel bir hayatı olduğunu gördü.
Ve anladı ki; "Sadece parmağıyla dokunabildiği bir kutunun başında saatler geçirmek yerine oyuncaklarıyla oynaması gerekliydi..