Büyücülük falcılık üfürükçülük cincilik... Hiçbir ayette Kur'anın konusu olmadı.
Oysa şimdi; yığınla dini (!) kitapta falcılık büyücülük cincilik üzerine ahkâm kesiliyor. Allah'ın kelamı Kur'an-ı Kerim bir takım kımıl zararlısı tarafından güya büyüye uğramış kişiler suyundan içsinler şifa bulsunlar diye kaplara ve kâğıtlara yazılıyor. İnananlar fala büyüye cine esir edilip üfürükçüye mahkûm ediliyor. Medeniyetler kurmuş medeniyetler dönüştürmüş bir kitap ahmakça bir muamele ile basit sıradan bir tılsımlar kitabına indirgeniyor.
İman etmiş olmak şerefine nail olmuşken nicelerimiz; caddeleri sokakları dolduran tembel asalakların maddi menfaat karşılığı pazarladığı kâğıt parçalarına yazarak muskaya dönüştürdüğü yalnızca mezarlıklarda işlev gören bir kitabı olan sapkın bir inanca tav olduk.
...
Kur'anımız kişisel ve toplumsal iletişim ilkelerini kişisel ve toplumsal gelişim yollarını konu edindi. Bireylerin sağlam bir bünyeye sahip olarak kendisiyle barışık yaşamasını öğütlerken toplumda barışın tesisi için gerekli çabaları harcayanların hakiki müminler olacağını haber verdi.
Kur'anımız Allah'ı ve Allah'ın adını istismar etmemeyi konu edindi. İman etmenin bir bilinçlilik hali olduğunu ve sorumluluklar doğurduğunu sorumluluklarını yerine getirmeyenlerin mümin sayılamayacağını haber verdi. Allah için savaş çıkarmanın Allah için kavga etmenin Allah için tartışmanın değil Allah için yaşamanın ve Allah için cihat/gayret etmenin O'nun yolunda olmak olduğu gerçeğini yerleştirmek istedi.
Kur'anımız adaleti hakikati meşvereti liyakati konu edindi. Karanlıklardan aydınlığa çıkış yollarını gösteren kitabın adıdır Kur'an. Adaletin olmadığı yerde hiçbir değerin bir anlam ifade etmeyeceğini haber verdi. Adalet için çabalamanın her değerden üstün bir gayret olduğunu söyledi. Zulmün ise serapa karanlık olduğunu göstermek istedi...