Kültür bilimlerinin öncü şubeleri olan sosyoloji ve antropolojinin 19. yüzyılın başlarından itibaren yöntem teknik ve konu bakımından çeşitlilik arz etmeye başlaması yeni bir araştırma kolunun doğuşunda etkili olmuştur. Halk hayatına ve kültürüne çok yönlü olarak duyulan ilginin artmasıyla eş zamanlı biçimde folklor (halk bilimi) adı verilen yeni bir disiplin ortaya çıkmıştır. Emekleme döneminde öncü kültür bilimlerinden yöntem ve teknik açısından beslenen bu yeni disiplin yüzyılın son çeyreğinden itibaren araştırma konularının sınırlarını belirlemiş kendi yöntem ve tekniklerini geliştirmeye başlamıştır.
Temelleri Batı Avrupa'da atılan halk bilimi 20. yüzyılın başlarından itibaren Batı Asya'ya Akdeniz Havzasına ve Kuzey Amerika'ya doğru yayılma eğilimi göstermiştir. Anadolu merkezli Türk halk bilimi araştırmalarının başlangıcı da bu döneme tarihlenmektedir. Türkçü aydınların öncü çalışmaları ile bilimsel bir formasyona kavuşma yolunda ilerleyen Türk halk bilimi Türkiye Cumhuriyeti'nin kültür politikaları bağlamında hızlı bir gelişme göstermiştir.
Halk bilimi araştırmalarının kurumsal çerçevede yürütülmeye başlanması bu yeni bilgi kolunun akademilerimizde temsil edilmesi sonucunu beraberinde getirmiştir. 1960'lı yıllara uzanan bu sürecin ilerlemesinde ve halk biliminin kültür bilimleri içindeki öneminin anlaşılmasında pek çok bilim adamının unutulmaz hizmetleri olmuştur.
Halk biliminin akademilerin Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinde lisans ve lisansüstü düzeyde bir anabilim dalı haline gelmesine ek olarak bütünüyle halk bilimi alanında uzmanlar yetiştirmeyi amaçlayan Halk Bilimi bölümlerinin açılmasıyla öğretim materyallerine duyulan ihtiyaç her geçen gün daha da artmıştır. Farklı bakış açılarının ve yenilikçi görüşlerin ortaya konulduğu kaynaklara duyulan ihtiyaç çeşitli çalışmalarla karşılanmaya çalışılmıştır. Elinizdeki bu kitap bu çalışmalara bir yenisini eklemek amacıyla hazırlanmıştır.