İnsanoğlu doğduğu andan itibaren çevresiyle ilişki içine girer. Onun yaşam serüveni çevresini tanıma anlama uyum gösterme ve değiştirme mücadelesidir aslında... Hemen yanıbaşından başlayan bu serüven giderek tüm evreni kucaklayan bir yolculuğa dönüşür ve ister istemez; kendi dışında kalan bir evreni tanımaya çalışmaktan kendisini de içine alan bir bütünlüğü araştırmaya doğru yola çıkar. Belki de insanoğlunun yaşam serüvenini anlamlı kılan da bu bütünlüğün içindeki konumunun durumunun ve değiştirme - dönüştürme gücünün farkında olma çabasıdır. Böyle bir serüvene atılan insanoğlu hiçbir bilginin dışında kalamaz. Çünkü onun ilgi alanına herşey girer. İçinde yer aldığı evren bütünüyle kendisidir ve evreni algılamaya tanımaya anlamaya değerlendirmeye değiştirmeye dönüştürmeye çalışırken aslında bunları ister istemez yapar. Yola çıktığında edindiği tüm bilgileri sınama ve kendisinden önce yapılan tüm tanımlamaları gözden geçirme zorunluluğu da bundandır. Çoğu kez gemileri bunun için yakar ve yeni baştan inşa eder.