Nuri Bilge Ceylan sinemaseverler kadar eleştirmenlerin de övgüsünü alan filmleriyle uluslararası başarı kazandı ve yirmi birinci yüzyılın en özgün ve provokatif sinemacılarından biri olarak kendini kabul ettirdi. Buna rağmen film ve medya araştırmacılarının Ceylan'ın filmlerinin kendine has üslubunu havasını ve temalarını keşfetme girişimleri sınırlı kaldı Ceylan sinemasının temaları henüz kapsamlı bir sosyolojik ve eleştirel düşüncenin konusu olmadı.
Üç yazar tartışmacı bir diyalog içinde birlikte yazdıkları kitapta buna girişiyorlar: Ceylan'ın filmlerine ayırt edici özelliğini veren "diyalektik etkileşim anları"nı paradoks ve çelişkileri çözmeye değil taklit ederek pekiştirmeye çalışıyorlar. Ceylan sinemasında süreklilik gösteren beş temel temanın izini takip ediyorlar: yersiz yurtsuzluk nostalji göç ve yer değiştirme gibi tikel zaman ve mekân biçimlenimleri; süregiden bir hiçlik ve yokluk duygusu; yas melankoli ve can sıkıntısı; metropoliten modernlik; ulusötesilik. Böylece Ceylan sinemasını filizlenmekte olan bir "Yeni Türk Sineması" bağlamında ele almak yerine bu filmleri klasik Avrupa (özellikle Fransız Alman ve Rus) düşüncesi edebiyatı ve filmleriyle desteklenen ulusötesi bir bağlama yerleştiriyorlar.
Sosyologlar kültür kuramcıları ama daha önemlisi sinemaseverler için; Nuri Bilge Ceylan'ın bundan sonra yapacağı filmleri o emsalsiz hayal gücünü heyecanla bekleyenler için bu kitap.