Kainata baktığımızda biz insanın dışında kalan bütün canlı ve cansız alemde kusursuz bir denge ve sükunet hali gözlüyoruz. Kargaşa İlahi emirlere kulak asmadığı için yalnızca insanın iç ve dış dünyasında çoğu zaman sürüp gitmektedir. Dengesi bozulan bir cisim nasıl düzensiz ve istikrarsız bir takım davranışlar sergiliyorsa insan da öyle... O da önce ruhu ve cesedi arasında bir denge arayıp durmakta. Sonra da o kurduğu aile ve cemiyet hayatı içerisinde her türlü münasebetlerini dengeye oturtmak mecburiyetini hissediyor. Dengeyi saadet vadeden bir hal olarak algılıyor ve ona koşuyor. İnsanın istikrarsızlıktan kaçış ve nizam arayış çabasından da anlıyoruz ki dengesiz insan mutsuzdur.