"2001 krizi öncesinde ve içinde Türkiye ekonomisinin yönetimini üstlenmiş olan Dünya Bankası - IMF ikilisi 1980 sonrasında yaygınlaşan yolsuzluk örneklerini yeterince algılamıştı. Bunalımın yarattığı fırsat bu alanda yeni bir reformun hayata geçirilmesi için kullanılacaktı. Çözüm bölüşümü etkileyen alanları siyasî iktidardan bağımsız kılan bir dizi 'özerk kurum'un oluşması içinde arandı. (...) Bu inceleme AKP iktidarı altında bu çerçevenin bozulmasını tırpanlanmasını anlatan hazin bir öyküdür. (...) Sonuç ihale sistemine getirilen reform çerçevesinin kapsamlı bir kayırmacılığa dönüşmesi olacaktır. Sözü geçen kurumsal reformun mimarları da (Dünya Bankası - IMF ikilisi) projelerinin iflasını sineye çekecek; AKP hükümetleriyle imzalanmış anlaşmaları sürdürecektir."
Korkut Boratav
Türkiye ekonomisinde kayırmacılığın belirleyici etkisi öteden beri tartışılır. Esra Çeviker Gürakar'ın çalışması kayırmacılığın AKP iktidarı döneminde kazandığı yapısal niteliği analiz ediyor. Kayırmacılığın bu dönemdeki sistematiğinin "ironik" sayılabilecek yanı böylesi ilişkileri bertaraf etmeye dönük yapısal reformların sağladığı kurumsal altyapı içinde yeniden üretiliyor olmasıdır. Yaklaşık elli bin kamu ihalesinin verilerine dayanan kitapta siyasal iktidarla sermaye arasındaki ilişki ağının haritası çıkarılıyor. Bu bir karşılıklı bağımlılık ağıdır. Devlet-özel sektör ilişkisinin gerek kökleşmiş "geleneği" gerek yeni "muhafazakâr" burjuvazinin oluşum süreciyle iç içe geçen yeni dinamiklerinin ayrıntılı bir tasvirini görüyoruz. Hep "söylenti" ve "söylenme" konusu olan hayatî bir mesele hakkında somut ve berrak bir analiz.