Muzaffer Oruçoğlu için hazırlanan bu kitap bir "belgelik" özelliğini taşıyor; Oruçoğlu çevresinde oluşan yakın tarihin sayfaları da denebilir. Yazıların çoğu anılara yaslanıyor. Doğal bir şey bu; yakın geçmişin bıraktığı değerli anılar aynı zamanda bir onur belgesidir. Kitabın Oruçoğlu'nun yaşadığı zaman diliminde yayımlanması belgeliğin doğrulanmasını sağladığı kadar yazılar toplamına rivayetlerden efsanelerden arındırılmış bir nitelik kazandırıyor. Bunu şunun için söylüyorum: Muzaffer Oruçoğlu 68 devrimci gençlik önderleri arasındadır; İbrahim Kaypakkaya ile birlikte oluşturdukları mücadele hattının Türkiye devrimci pratiğinin bir parçası olarak özgül bir yanı vardır.
Bu "armağan" ya da "belgelik" kitabında yer alan anılar gözlemler değerlendirmeler de süt sessizliğinin çatlayan hâlidir ve bütünüyle Muzaffer'in hayatımızdaki yerini hatırlatarak tahayyüllerimizin sınırlarını sınırsız ve sınıfsız bir dünyaya açıyor.
Muzaffer Oruçoğlu kendini gerçekleştirme çabasındaki bir 68'lidir. Yazdığı kırka yakın kitap yüzlerce resim ve heykel katıldığı konferanslar bunu gösterir. Romanlarının resimlerinin ve heykellerinin konu-tema bütünlüğü 68 mücadelesinin devam ettiğinin göstergesidir. Çok cümleli resimleri heykelleri; ülkenin geleceğe uzanan toplumsal kazısı olan romanları Oruçoğlu'nun vicdan çığlığıdır. Denebilir ki hayatın herhangi bir alanında var olmak için bilim yahut sanat alanında söyleyeceği bir sözü olmalıdır 68'linin.
Ahmet Telli