İsmail o an bir dev gibi; sanki 12 Eylül despotizminin kanlı gömleği giydirilmiş bir maketi ense kısmından yakalayıp kaldırmış ibret-i âlem olsun diye herkese göstermiş sonra da elini gevşeterek yere bırakmıştı.
O denli güçlü heybetli ve yüce bir görünüme sahipti.
Yengi onundu.
Son bir kez daha haykırdı salon çınladı:
"Kitaplarımı istiyorum!
Benim çocuklarıma bırakabileceğim tek servetim kütüphanemdir.
Kitaplarım benim onurumdur.
Kitaplarımı geri verin!"
Mahkeme kitaplarını geri vermedi ama oturuma ara vermek zorunda kaldı.