Biziz Halk! politik ve ekonomik tahakküm altındaki halkların kamusal alanlarda toplanmasının ne anlama geldiğini nasıl bir işlev gördüğünü soruşturuyor. Bu toplanmaları çoğul performatif eylemler olarak alan Judith Butler performatiflik kuramını genişleterek prekaryalığın şimdilerde sık sık yaşanan halk hareketlerinde temel bir motif olduğunu belirtiyor.
Butler belli nüfusların toplumsal ve ekonomik destek ağlarından uzak kaldıkları ve yaralanma şiddet ve ölüme daha yakın düştükleri siyasi nedenlerden kaynaklanan koşullara karşılık gelen prekaryalığı devindirici güç olarak alan gösterilerin nesnesinin bedenler olduğunu belirtiyor. Buna göre kitle gösterileri prekaryalığın kolektif bir reddidir. Dahası bedenlerin sokaklarda meydanlarda ya da diğer kamusal alanlarda toplanması arz-ı endam etme hakkının kullanılmasıdır; bu daha yaşanabilir hayatlar için bedensel bir taleptir.
Kamusal toplanmanın dışavurumcu ya da göstergesel biçimlerini anlamaya çalışan ama aynı zamanda neyin "kamusal" kimin "halk"tan sayılabileceğini sorgulayan Biziz Halk! toplanma özgürlüğünün de tıpkı konuşma özgürlüğü gibi bir "ifade özgürlüğü" olduğunu ortaya koyuyor. Bu toplanmalarda prekaryalığın nasıl eyleme döküldüğünü ve prekaryalığa nasıl karşı çıkıldığını tartışan Butler baskı ve zorlama altındaki bedenlerin bir araya geldiği bir toplaşmanın kendisinin sebat ve direnişi ima ettiğini söylerken zorlukların barındırdığı umudu yansıtmayı başarıyor.