Gerçekliği sorgulama ve görünenin dışına geçme arayışı ile Osmanlı şairlerini etkileyen tasavvuf bu şairlerinvazgeçemedikleriyüzyıllar boyunca şiirlerinde incelikle işledikleri estetik bir unsurdur. Tasavvufun kalıplaşan mecâzlarınıaşabilen klasik şiir gerçek ve mecâz arasında gidip gelen ve belirsizleşen farklı farklı anlam katmanlarıda kurmuştur.
Mebnî (ö.1308/1891)'yi tasavvufu amaç edinen düşündüklerini açıkça dile getirmeyi tercih eden bir şair olarak kabul etmek gerekir. O koyu bir Bektaşîdir ve özellikle nutuklarında tarikatinin düsturlarını doğrudan aşılamaya çalışan bir babaolarak karşımıza çıkar. Zaman zaman da hislerinin coşkunluğu ile konuşur. Meselâ aşkı anlattığı gazellerinde sevgiliyi art arda gelen sahne ve duygu geçişleri ile baş döndürücü bir sürat içinde resmeder.Kerbelâ mersiyelerinde de Hüseyin'in ölümünü aynı hızla anlatır.
Mebnî'nin tek nüsha olan dîvânınınmetnibu kitap ile gün yüzüne çıkarılmış manzumeleri detaylı olarak incelenerek Hatayî Nesimî Fuzûlî gibi şairlerle bağları kurulmuştur. İncelemede şairin vurguladığı Allah Muhammed Ali On İki İmam Algısı Kerbelâ Dört Kapı-Kırk Makamgibi konular detaylı olarak ortaya konulmuş ayrıca Hurûfîlik ve bunun yanında şairin klasik edebiyattan aldığı unsurlar için ayrı birer başlık açılmıştır.