Barışlardan nefret ediyor savaşlardan can buluyoruz. Yasaklardan ölümlerden nefretten başka bir şey bilmiyoruz. Çocuklar koşup oynayamaz büyüyemezken klişeler ezber hamasetlerle dolu labirentlerde dolaşıp duruyoruz.
Bu topraklar hep hasret kalmış baharlara. Güneşin ara sıra parlaması çok az da olsa görülen mavi ve yeşillikler bahar sanılmış umutlanmış insanlar. Ne var ki büyüyemeyen oynayamayan ana dillerini bile konuşamayan çocukların coğrafyasında umutlar çok geçmeden hep hayal kırıklıklarına dönüşmüş.
Oysa ne güzel mevsimdir bahar. Toprak ısınır doğa canlanır insanların mutluluğu ve enerjisi artar. Sevinçler filizlenir. Ne var ki cellatlar baharlara hiç izin vermemiş. Ellerinde baltalarla yaşama dair ne varsa kesip atmışlar. Tüm renkleri kendi karanlıklarında boğmuşlar. Şiir dizelerinde şarkı bestelerinde bir sözcük olarak kalmış bahar.
Ancak bu kadar karanlığın arasında özgürlük ışıkları da her zaman ve inadına ışımaya devam edecektir. Ediyor da. Yaşam ellerinde hep balta olanlar ve hep baltadan yana olanlar ile hep yaşam diyenler arasında kıyasıya bir kavgaya sahne oluyor.
***
Elinizdeki bu kitap baharı yok etmek isteyenler ile baharı çoğaltmak isteyenler arasındaki derin uçurumu ve savaşı birebir yaşayarak/yaşatarak gözler önüne seriyor.