Bir yazarın kendi yaşam öyküsünü anlattığı otobiyografi türü Türkiye'de pek kaleme alınan bir edebiyat türü değil. Var olan otobiyografik eserlerin çoğunda görülen de siyasi sosyal kültürel olarak kendiyle hesaplaşma cesaretinden yoksun metinler olmaları. Oysa Gün Zileli bunun açık bir istisnası: Şimdiye kadar yayımlanmış beş ciltlik otobiyografisinde hayatını neredeyse bütün detaylarıyla ortaya koymaktan çekinmeyen biri olan Zileli bu altıncı ciltle daha önce 2000 yılına kadar getirdiği otobiyografisini tamamlıyor; yine tam bir açıklıkla yine kendisiyle hesaplaşmaktan çekinmeden.
Kentlerde (2000-2013) Gün Zileli'nin hayat hikâyesinin İngiltere'den İsviçre'ye oradan Türkiye'ye uzanan son kısmını ele alıyor. Bir "göçmen" olarak yaşamanın getirdiği zorluklar "dışarıda" yürütülen politik faaliyetler komün hayatı epeyce gelgitli gönül ilişkileri on iki yıl sonra doğulan topraklara dönüş dostlar anılar kırgınlıklar kopuşlar aşklar kediler-köpekler... Tüm bunları dürüst ve sakınmasız biçimde anlatan Zileli beri yandan diğer ciltlerde olduğu gibi yine Türkiye siyasetine dair sözünü söylemeyi de ihmal etmiyor; analiz ederek eleştirerek yorumlamaya çalışarak...
Kentlerde (2000-2013) "kendisi ve hayatı üstüne gerçekten düşünen" bir insandan samimi bir muhasebe.