İnsan bazen kaderinden kaçıp kurtulmak ister amma velakin asıl o zaman koşmaya başlar kaderinin peşinden.
Meseleler içinden çıkılmaz hale gelindiğinde beyinde başlar çınlamalar. Her şey bitti sanıldığı anda yeni bir kapı açılır. Bir bakarsın tutunu verir duvarın çatlağından sızan ışığa musluktan damlayan su sesine köpek havlamasına rüzgâr vınlamasına... Belkide en yakın dostu saksıdaki çiçek ya da pencerenin önüne konan bir kuş...
Yolcular yaz gecelerinde cırcırböceklerini kendine yol arkadaşı sayar ya; unuturlar yalnızlığın getirdiği yorgunluğu. Taşların arasındaki yıldızböceklerini saatlerce oturup seyreder ava çıkan adam.
Şahit romanın küçük kahramanı bir fare! Hiç beklenmedik bir anda ümitsiz bir mahkûma arkadaş olur. Her şey ne kadar değişir o günden sonra...
"Hasmın karınca olsa da hor görme." der bir atasözümüz.