Karanlık bir gecede sokakları esir alan ahmakıslatan yağmurun altında çaresizce çıkış yolunu arayan şiddet görmüş bir genç kadın ve gecenin karanlığında tesadüfen o sokağa arabayla girmiş genç kızların sevgilisi sahnelerin yakışıklı prensi üç pop star...
Her birinin geçmişi sırlarla dolu...
Yaşadıklarına pişman olan kadın ya yaşayacaklarına daha çok pişman olacaksa
Aralanan sır perdesiyle hepsinin hayatını altını üstüne getirecekse
Zaman kanayan yarayı iyileştirmek yerine kangren yapacaksa
Dilerler miydi o gece o sokakta hiç karşılaşmamış olmayı?
Hangisiydi gerçek olan?
Aşk mı sevgi mi dostluk mu kardeşlik mi?
Peki adı "hayat" olan bu köşe kapmaca oyununda kim kimi sobeleyecekti?
"Bazen daha fazladır her şey bir eşikten atlar insan!'' diyor Sezen Aksu şarkısında. Şimdi birbirinden tamamen farklı karakterlere sahip hikâyemizin kahramanları o eşiğin önünde bekliyordu işte.
Sadece atlamalılar mı yoksa "Erkekliğin onda dokuzu kaçmaktır."
diyerek arkalarına bakmadan kaçmalılar mı bilemiyorlardı.
CEBİMDEKİ GÖZYAŞLARI
ağlanacak hâline gülenlerin hikâyesi...
Yüzümde gereksiz bir gülümseme peydah olmuştu yine. Hoş ben ne zaman ayağım kayıp
uçurumdan aşağı düşsem ağlanacak hâlime gülmeye başlıyordum.
Bu yaşıma gelene kadar öyle çok yanmıştı ki canım sanırım acıya karşı yüksek bir bağışıklık kazanmıştım.