Öztürk öykülerini geçen yüzyılın içinde geçen olaylarla örüyor. Malakan sürgünü mübadele Dersim kırımı altı-
yedi eylül olayları 12 Eylül darbesi ve sonrası. Öykülerin folklorik iklimi ve dili Ardahan sınırlarını yer yer aşsa da
Ardahan merkezli olarak görünüyor. Öztürk biçimi ruh tahlilini imgeyi metaforu derinliği ve hatta hikâye
iklimini fazla önemsemeden yalın bir dil ve süssüz bir anlatımla tarihin ve toplum hayatının yıkıma uğramış
kanayan yerlerinde dolaşıyor. Bu dolaysız dolaşma tarzına rağmen okurda gerçeklik duygusu yaratmayı
başarıyor. Bunu öyle sanıyorum ki halk yaşamını ve kültürünü çok iyi bilmesine ve öykülerine yedirmesine
borçludur büyük ölçüde. Öztürk'ün kalemi gelişmeye açık bir kalemdir; tarihi deşiyor ve meramını toplumsal
yaraların kabukları üzerine yazıyor. Garip bir özgüvene sahiptir. Arıklamış mecalsiz harman atları gibi sarsak
adımlarla menzil korkusundan ari bir şekilde yürüyor ve gördüğü her harabeye giriyor bu kalem. Bir şey diyemiyor ve onu izlerken şimdi nereye girecek acaba diye sormadan da edemiyoruz.
Muzaffer Oruçoğlu