Bu kitap; "Vahiy-Akıl Işığında; Dini Doğru Yaşamağı" anlatmaktadır. Bu bağlamda; Vahiy olmayınca akıl şaşkınlığa düşer akıl olmayınca da vahiy yararsız kalır. Akılsızlar yalnız akıldan yoksun oldukları için değil aklı kullanmadıkları için de akılsızdırlar. İnanç konusu kesinlik ister akıl ve kalpte kuşku olamaz.
Allah düşünüp anlamamız için bizlere ayetler indirmiştir "niçin akıl etmiyorsunuz?" uyarısını onlarca tekrar eder. "Aklını kullanmayanlar üzerine Allah pislik yağdıracağını" belirtir. (10/100) aklı kullanmamak pislik ve kötülük içerisinde kalmak demektir.
Kur'an "ancak bilenlerin akledebileceğine" vurgu yapar aklını kullananlar için vahiy ile akıl arasında herhangi bir çelişki olmadığı gibi nübüvvet ile akıl arasında da herhangi bir çelişki yoktur. Vahiy-nübüvvet-akıl arasında uyuşmazlık ve karşıtlık olamaz; zira üçünün de rabbi/sahibi Allah'tır.
Rabbimiz tüm zamanlarda insanlara akıllarını kullanmasını ve düşünmesini öğütlemiştir. Bizde bu çalışmamızda; konuları yorumlarken hiçbir zaman geçmiş Müslümanların emeklerini ve miraslarını küçük görmemek onları dışlamamak ve saygısızlık etmemek ilkesinden hareketle; "İlim ehlinden sorma" prensibini kendimize şiar edindik.
Bu esaslardan hareketle; "Dini Doğru YAŞAMAK" çalışmamızı yaparken haddimi bilerek hiçbir zaman "benim yorumlarım mutlak doğrudur" iddiasında olmadım daha doğru ve isabetli yorumlar mutlaka yapılabilir. Kul olmak kusurlu olmak demektir. Mükemmellik sadece Allah'a aittir...