"Babadağı hakkında üç bölümden oluşacak Osmanlı'dan evvel Osmanlı zamanı ve Osmanlı'dan sonra bir kitap yazmayı yıllar önce planlamıştım. Amacım Osmanlı devlet ve tarihine hemen hemen tüm tarihçilerin yaptığı gibi merkezden; İstanbul'dan değil; küçük bir kasaba açısından bakarak bu kasabanın neden ve nasıl büyüdüğünü nasıl çöktüğünü anlatmaktı. Bunun için de İslam ve Osmanlı tarihinde istisnaî derecede ilginç bir yeri olan Babadağı'nı seçmiştim. Orada doğup büyümem ve Babadağı'nın ruhunu bir dereceye kadar içime sindirmiş olmam; gölünü ormanlarını insanlarını yakından tanımam kasabanın tarihini yazmamı kaçınılmaz bir vazife haline getirmişti. Osmanlı'dan kalma Bursa Saraybosna Prizren gibi şehirlere hâkim tarifi imkânsız adeta "ilahi" havayı nispeten sönük olmakla beraber Babadağı'nda teneffüs etmek halen mümkündür. Sonunda elimde bulunan bilgileri bir araya getirerek yayınlamaya karar verdim. Böylece Babadağı'na duyduğum minnet borcumu kısmen de olsa ödemiş olacağım."