"Okunmak yazmanın amacıdır ama yazar için aynı zamanda kendini doyurmayı da içerir. Kanına bir şeyler dokunan yazar okunmak talebinde ısrar eder. Çünkü hem "acılarına kardeş" hem de yoluna yoldaş bulmuş olur. Yazara dokunan şeyler varsa o da okuyucuya dokunan yazılar yazar ve yazdıklarının hayat sahnesinde yankı bulmasından haz alır. Salt bireysel doyum için yazanlar ninni söylerler diğerleri feryat edip ortalığı velveleye verir. "Ben huzursuzum acı çekiyorum sen de çek" der âdeta. Tıpkı bir aşk mektubu gibi yazılıyorsa yazı kanıksanmış gürültüyü delip geçer. "Ciddi yazar işkenceyi önce kendine yapar; yazarak." İşkencenin bir iç uyarma olduğu (buradaki anlamıyla) unutulmamalıdır. Yazar yaşarsa yazdıkları da yaşar. Dert edinmenin basıncı önce yazanın kapısındaki kilitleri kırar. Böylelikle ancak yazar-okuyucu tablosu bütüncül bir yapıya kavuşur."